İşitme Yetersizliği

isitme-engelli-cocuk-990x487

Genel olarak işitme yetersizliği; bireyin işitme testinden aldığı sonuçların normal işitme
sınırlarından belirli derece farklılık göstermesi, bireyin dil kazanımını engellemesi ve
kişinin gerekli düzeltmelere rağmen gelişim, uyum ve iletişimdeki görevlerini yerine getirememesi şeklinde tanımlanabilir.

 

İşitme Engellilerin Dil ve Konuşma Özellikleri

Konuşma becerisi çok erken yaşlarda kazanılmaya başlamaktadır. Konuşmanın kazanılması sürecinde, dile ait kuralların tümünün öğrenilmesi gerekmektedir. Çocuk dünyaya geldiği andan itibaren bu öğrenme süreci başlamış demektir. Ancak işitme yetersizliği gibi çeşitli durumlar, hastalıklar ya da çevresel yoksunluk yüzünden dil
öğreniminde zorluklar yaşanabilir. Normal gelişim gösteren çocukta işitme başlangıçtan itibaren etkindir. Çocuk sesin farkındadır ve yakın çevresindeki insanların çıkardıkları her türlü ses onun için belli anlamlar ifade eder. İşitme duyusu sayesinde çocuk aynı zamanda seslerin kaynağını dinleyip arar, konuşmalara karşılık verir, duyduğu sesleri
taklit eder, ritmik ve kontrollü sesler kullanmaya başlar. Sözcük dağarcığı gelişir, yaptığı
hataları dinleyerek düzeltebilir. İşitme yolu ile kazanılan bu beceriler sayesinde çocuk,
iletişim için gerekli dili kazanır . İşitsel girdiden yoksun olan ve işiten akranları ile benzer işitsel deneyimleri yaşayamayan işitme engelli çocukta, bu durum
daha farklı gelişir. İşitme engelli çocuklar hayatın ilk yıllarında konuşma dilini kazanırken işiten akranlarına çok benzer bir gelişim sergilerler.Ancak başlangıçta ürettikleri sesler zaman içinde azalma eğilimi gösterir, taklitler ortadan kalkar, ses üretimleri hem niteliksel hem de niceliksel olarak farklılaşır. İşiten çocuklar gibi rastlantısal öğrenmeleri gerçekleştiremezler ve dil gelişimleri etkilenir. İşitme girdisinden yoksun olmak, işitme engellilerin dil ve konuşmalarında hem segmental
(parçasal) hem de suprasegmental (bürünsel / parçalarüstü) sorunlarla kendini gösterir. Ünlü ve ünsüzlerin üretimindeki çarpıklıklar, seslerin birbirleri yerine kullanımı, hatalı kullanımı veya atılması, sesleri bir araya getirmede yaşanan problemler işitme engelli bireylerin konuşmalarında rastlanan artikülasyon hatalarıdır. Bununla birlikte bürünsel özellikler açısından zaman kontrolünün yetersiz olduğu, bunun konuşmalarının yavaş ve zahmetli algılanmasına sebep olduğu seslerinin titizliğini ayarlayamadıkları,tizliği gereksiz ve uygunsuz olarak değiştirdikleri ve süre ve ritim ile ilgili problemler yaşadıkları gözlenmektedir.Bütün bunlara bağlı olarak da dilin sentaks ve morfoloji gibi
diğer yapısal bileşenlerinde de zorluklar görülür.

İşitme Engellilerde Konuşma Anlaşılabilirliği       smflogo.gif
Konuşma anlaşılabilirliği, dinleyicinin sözel iletişimde konuşanın söylediklerini anlaması şeklinde tanımlanır. Genel olarak konuşma anlaşılabilirliği konuşan kişinin yaptığı konuşma üretme hatalarına odaklanır. Burada hem konuşmacının konuşması, hem de dinleyenin anlaması arasında bir denge vardır . İşitme kaybının en büyük dezavantajlarından biri, konuşma anlaşılabilirliğinin olumsuz yönde etkilenmesidir. Bu doğrultuda konuşma anlaşılabilirliğinin ölçümü, işitme engelli çocuğun sözel iletişim becerilerinin yeterliliğini değerlendirmek için kullanılan yollardan biridir. ölçüm tekniklerinde ve kullanılan materyallerde farklılıklar olmasına karşın , ileri derecede işitme engelli konuşmacıların ortalama anlaşılabilirliğini yaklaşık olarak %20 olarak belirtildiğini, bireysel anlaşılabilirlik oranlarının genellikle %0 ile %100 arasında oldukça geniş bir aralıkta değiştiğini aktarmaktadır.

 

kaynakça

Zehra,P .ve Pınar,E.(2005),İşitme Engelli Çocukların Konuşmalarının
Anlaşılabilirliğini Etkileyen Faktörler,Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi
Özel Eğitim Dergisi.sayı: 6

children-gif.gif