İşitme cihazları

konyada-isitme-cihazi-0f132f50167-ckdmbz.jpgİşitmeyi tedavi yoluyla düzeltme imkanı kalmadığı zaman kullanılan ve protezle işitme kazancı sağlamayı amaçlayan cihazlara “İşitme Cihazı” adı verilir. Temel olarak 3 kısımdan oluşur: Mikrofon, Amplifikatör ve Hoparlör. Mikrofon, sesleri toplayarak amplifikatöre iletir. Amplifikatör ise bu sesleri hastanın ihtiyacına göre yükseltir ve hoparlör yardımıyla kişinin kulağına gönderir.

Öncelikli olarak uzman hekimin kulak burun boğaz muayenesinden geçen işitme kayıplı hastaların gerekli odyolojik incelemesi odyolog tarafından yapılır. Bu süreç sonucunda işitme kaybının varlığı anlaşılarak işitme cihazı kullanılmasına karar verilmiş olan bireyler, işitme cihazı kullanabilirler.

Ancak kişinin tek taraflı mı çift taraflı mı cihaz kullanacağı, tek ise hangi kulağına işitme cihazı kullanacağı, cihazın tipi ve modeli kendi isteğine değil, işitme kaybının derecesine ve türüne göre uygulayıcı uzman yardımıyla belirlenir. Sağlıklı ve doğru olan yöntem genellikle budur.

İşitme cihazı satışında, çok önemli olmasına rağmen herhangi bir denetim yapılmadığından bu konu çok önemlidir. İşitme kayıplının uygulayıcı uzmanın önerdiği tip ve modeldeki işitme cihazının kullanması doğru bir seçim olacaktır. Özellikle bebeklerde uygulayıcı uzman (odyolog) olmadan işitme cihazı seçim ve uygulamasının yapılmaması gerekir.

İŞİTME CİHAZI TİPLERİ

  • Kulak Arkası (BTE)
  • Kulak İçi (ITE)
  • Kanal İçi (ITC)
  • Komple Kanal İçi (CIC)
  • Hoparlör Kulak İçi (RIE)
  • Kemik Yolu İşitme Cihazları

FM sistem

semi-fixed-fm-system

İşitmeye yardımcı teknolojilerde en çok bilinen teknolojilerden bir tanesi FM (frequency-modulated) sistemidir. FM sistemi birçok dinleme ortamında kolaylıkla kullanılabilmektedir.Ancak FM sistemi diğer kablosuz sistemlerden en önemli fakı,dinleyicilere konuşmacının sesini yüksek kalitede iletebilmesidir

FM sistemleri ilk olarak 1960’ların sonlarında tanıtıldı ve okullarda yaygın olarak kullanılmaktadır. FM sistemleri, ilgilenilen hoparlör tarafından kullanılan bir verici mikrofondan ve dinleyicinin kullandığı bir alıcıdan oluşur. Mikrofondan gelen sinyal, FM radyo teknolojisi vasıtasıyla alıcıya kablosuz olarak gönderilir. FM alıcılarının erken iterasyonları vücut tarafından giyilen cihazlardı ancak minyatürleşme, bireysel işitme cihazlarına doğrudan bağlı daha küçük kulak seviyesi alıcılara yol açtı. Alıcılar bir audioshoe kuplörü veya kulak arkası (BTE) işitme cihazı pil kapılarına entegre edilmiş olarak işitme cihazlarına bağlanırlar ve koklear implantlar (CI’ler) ve Kemik Bağlantılı İşitme Cihazları (BAHA’lar) dahil olmak üzere daha yakın zamanda geliştirilmiş işitme teknolojisi ile çalışacak şekilde adapte edilmiştirlar. ). Geleneksel bir FM sistemi, mevcut cihazın çevresel mikrofonları üzerinde önceden belirlenmiş, sabit kazanç sinyali verir. Yıllar geçtikçe, bu tür sistemler arka plan gürültüsünün çeşitli seviyelerinde hedef sinyallerinin duyulabilirliğini daha da artırmak için teknik yollar getirmiştir.

 

3PRQINS2

Özet:

İşitme cihazı kullanan kişiler gürültülü ortamlarda sesi net olarak duyamayabiliyor. Bu durumda karşısındaki kişiye bir mikrofon ve küçük bir cihazdan oluşan FM sistemi takılıyor.

Böylece konuşan kişinin sesi diğer gürültüleri yok ederek ses dalgaları sayesinde işitme engellinin kulağına gidiyor.

FM sistemi okul ortamında olmazsa olmaz bir aparat. Çünkü öğretmen konuştuğunda sınıftaki gürültü nedeniyle işitme engelli sesi iyi duyamıyor. Bu sistemi takan öğretmenin sesi direk öğrencinin kulağına gidiyor.

Öğretmenin tek yapması gereken FM sisteminin mikrofonunu ağzının 10-20 santimetre aşağısına takmak ve normal konuşmasına devam etmek.

ilgili video:

https://youtu.be/BUeuWUQnRr0

 

 

Kaynakça:

Zerin.T.(2017),İşitmenin Doğası ve İşitmeye Yardımcı Teknolojiler, Pegem Akademi Yayıncılığı.Ankara

Duymer işitme cihazları 〈https://www.duymer.com.tr/isitme-ve-isitme-cihazlari/kablosuz-isitme-cihazi-teknolojisinin-yararlari-avantajlari.html〉(01.mayıs.2018)

Erken eğitim düzenlemeleri

Erken eğitim düzenlemeleri öğrencinin yetersizliğinin yol açtığı sınırlılıkların üstesinden gelmeye hizmet eden önlemlerin erken alınması anlamına gel

boy-crutches-281x300

diğinden önleyici işleve sahiptir. Mümkün olduğunca erken eğitim hizmetlerinin başlamasıyla çocuğun yetersizlikten etkilenmesi ve yol açtığı sınırlılıkların azaltılması mümkün olur . Ayrıca aile eğitimi ile de çocuğun gereksinimlerini bağımsız şekilde karşılamasını kolaylaştırıcı düzenlemeleri aile kazandırılabilir . Erken düzenlemeler kapsamında tıbbi ve ameliyat  hizmetleri ,anne baba eğitimi ve ikincil yetersizliklerin etkilerini azaltmak için özel eğitim hizmetleri yer almalıdır .Eve ve merkeze dayalı yada her ikisi birlikte olacak şekilde erken eğitim düzenlemelerine yer verile bilir .

Zihinsel Engelliğin Sebepleri

Zihinsel Engelliğin Sebepleri Nelerdir?

Hafif derecede zihinsel engelli bireylerin pek çoğunda (tüm zihinsel engellilerin yaklaşık %90’ını oluşturur), belirgin bir biyolojik nedene rastlanmadığı için, nedenlerinin belirlenmesi çoğu zaman güç olmaktadır. Ancak orta ve ağır derecede zihinsel engelliliğe genellikle biyolojik etkenlerin neden olduğu saptanmıştır. Genel olarak bilinen nedenler üç ana başlık altında toplanabilir:

OTIZMLI-GENCLER-ICIN-1-NISAN-DA-PISTE-INIYORLAR-65407

Doğum Öncesi Oluşan Nedenler:

  • Annenin yaşı
  • Annenin beslenmesi (yeterince iyot alamamak ya da yetersiz beslenme)
  • Hamilelik döneminde kullanılan ilaçlar
  • Radyasyona maruz kalma
  • İçki, sigara, uyuşturucu gibi alışkanlıklar
  • Psikolojik sorunlar
  • Akraba evliliği
  • Annenin hamilelik döneminde geçirdiği hastalıklar (Rubella-kızamıkçık,   frengi, toksoplazma gibi)
  • Zehirlenmeler, Kazalar, travmalar
  • Anne-çocuk arasındaki kan uyuşmazlığı
  • Kalıtsal kökenli metabolizma bozuklukları olan galaktoz, fenilketonori ve bazı beyin hastalıkları, kromozom yapısındaki bozukluklar.

Doğum Sırası Oluşan Nedenler: 

  • Erken veya geç doğum
  • Kordon dolanması
  • Güç ve riskli doğum
  • Vakum-forseps gibi aletlerin özellikle uzman olmayan kişilerce kullanılması
  • Doğumun hijyenik olmayan ortamlarda yapılması

Doğum Sonrasında Oluşan Nedenler:

  • Çocuğun geçirdiği hastalıklar (menenjit, beyin iltihabı),
  • Zehirlenmeler
  • Hastalıklarda yanlış ve geç müdahale
  • Beslenme bozuklukları (yetersiz ve dengesiz beslenme)
  • Kazalar, travmalar ve yetersiz çevre koşulları v.s.

 

işitme yetersizliği Özellikleri

    bebeklerde-işitme-kaybı-problemleri

İşitme Yetersizliği Olan Bireylerin Gelişimsel Özellikleri

İşitme yetersizliği olan çocuklar, normal gelişim gösteren çocuklara göre farklı özellikleri
gösterdikleri için işitme yetersizliği olan çocukların gelişimsel özelliklerinin bilinmesi
gereklidir.

  • İletişim ve dil gelişimi

 İşitme yetersizliği olan çocuklar da normal çocuklar gibi çevrelerindeki
kişi ve nesnelerle ilgilidir. Normal işiten çocuklarla aralarındaki fark, sesleri
algılayarak ve ifade ederek kurdukları iletişimdir.
 İşitme yetersizliği olan çocukların anne-babası onunla iletişim kurabilmek
için önce çocukla göz kontağı kurmak zorundadır.
 Dil gelişimi, işitme engellilerin en çok etkilendiği gelişim alanlarından
birisidir. Sesleri işitemeyen ve sözel uyaranları algılayamayan çocuğun
dil kazanımı tam olarak gerçekleşmez.
 Hayatın ilk yıllarında işitme yetersizliği olan çocuklar, dil gelişimi açı-
sından işiten yaşıtlarına benzer bir gelişim gösterirler. Çok ileri derecedeki
işitme yetersizliği olan bebekler, sadece görme alanı içindeki nesne ve
olaylarla ilgilenirken, işiten çocuklar işittikleri seslere tepki verirler ve
kendi çıkardıkları sesleri duyup kontrol ederler.
 İşitme yetersizliği olan çocukların sözel tepkileri normal işiten çocuklara
göre daha azdır.
 İşitme yetersizliği olan çocuklarda yaşamın ilk yıllarından normal çocuklar
gibi tepkiler gözlemlenirken, ses çıkarmalar yaklaşık 9. Aydan sonra
kaybolur, ses taklitleri ortadan kalkar, sesin kaynağına yönelme davranışı
görülmez.
 İşitme yetersizliği olan çocuklar işiten çocuklar gibi tesadüfî öğrenmeleri
gerçekleştiremez ve gelişimlerini tamamlamak için destek eğitime ihtiyaç
duyarlar.
 İşitme yetersizliği olan çocuğun dili kullanmanın yanında anlamada da
güçlükleri olabilir. Çocuk duyduğu konuşmaları yorumlamada zorlanabilir.

şitme yetersizliği olan çocuklar, yazı yazarken kelime atlama ve kelimeleri
yanlış yazma hatalarını sıklıkla yapabilirler.
 Zamir, takı ve sıfatların kullanımında hata yapabilirler.
 Kelime hazinesi normal işitenlere göre daha yavaş gelişir.
 Somut kelimeleri ( kedi, kırmızı, kalem gibi) soyut kelimelere göre (önce,
eşit, kıskanmak gibi) göre daha kolay öğrenirler. Genellikle kelimelerdeki
takıları atlarlar.
 İşitme kaybı olan çocuklar normal işiten yaşıtlarını özel eğitim almadan
yakalayamazlar.
 İşitme kayıplı çocuklar aynı kelimeye ait birden fazla anlamı yorumlamakta
zorlanırlar.
 Daha kısa ve basit cümleleri anlayabilir ve ifade edebilirler.
 Konuşma ve yazılı dile ait karmaşık cümleleri (etken ve edilgen cümle
yapıları gibi) anlamakta güçlük çekerler.

  • Motor gelişim

 İkinci bir özrü olmayan çocuklar, oturma, emekleme, yardımla yürüme,
ayakta durma ve yürüme gibi temel motor gelişim aşamalarına normal
işiten çocuklarla aynı hız ve sırada erişmektedir.
 İşitme yetersizliği olan çocuklar normal işiten yaşıtlarına göre görselmotor
koordinasyon gerektiren ayakkabı bağcıklarını bağlama, ipe boncuk
dizme gibi bazı becerilerde güçlüklerle karşılaşabilirler.
 İşitme yetersizliği olan çocuklarda geri geri yürüme, ip üzerinden atlama
ve bunun gibi genel vücut koordinasyonunun sağlanması ve dengeyi gerektiren
hareketlerle, düğme iliklemek gibi görsel-motor koordinasyonu
gerektiren bazı becerilerde güçlük gözlenebilmektedir.

  •  Zihinsel gelişim

 İşitme yetersizliği olan çocuk, normal yaşıtlarına göre dili kullanamadığı
için zihinsel gelişiminde gerilikler gösterebilir.
 İşitme engelli çocuk açık ve anlaşılır konuşmaya sahip olmadığı için dü-
şüncelerini ifade etme ve başkalarının düşüncelerini anlamada sorunlar
oluşmaktadır.
 İşitme yetersizliği olan çocukların zihinsel becerilerdeki gecikmeleri, eğitim
ve yaşantı eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu çocuklara yeteri kadar
uyarıcı verilemediğinden öğrendiklerini pekiştirip davranış haline getiremeyebilirler.
 İşitme yetersizliği olan çocuklarda işitme ile sağlanan bilginin az olmasından
dolayı bu çocukların dil ve kavram gelişimlerinde yetersizlik görü-
lebilmektedir.
 Erken tanılandıklarında ve erken eğitime alındıklarında, birçok çocuk,
yetersizliğine rağmen akranlarını yalnızca birkaç yıl geriden takip eder.

İşitme yetersizliği olan çocuklar çevre ile ilgili bilgi edinmek için görme,
dokunma, tat alma ve koklama duyuları ile işitme duyusunun eksikliğini
gidermek zorunda kalırlar. Özellikle seslerin ait oldukları nesne, kişi ve
olayları ve bunların ilişkilerini anlamakta güçlük çekerler. Buna bağlı
olarak düşünme, karar verme, yorumlama, sebep–sonuç ilişkilerini değerlendirmede
yetersiz oldukları gözlenmektedir.
 İşitme yetersizliği olan çocuklar, dil ediniminde ve kavram gelişiminde
yaşadıkları güçlüklerden dolayı, okuma yazma gibi dilin kullanımını gerektiren
akademik becerileri kazanmada problem yaşayabilmektedir.

  •  Sosyal-duygusal gelişim

 Aileler çocuğun yetersizliğini fark ettikten sonra reddetme ve inkâr gibi
çocukla ilişkilerinin azalmasına neden olan bir takım süreçlerden geçerler.
Bu durum çocuğun sosyal ve duygusal gelişimine olumsuz bir zemin
oluşturur.
 Aile ile olan iletişim azlığı zamanla toplum içindeki iletişime de yansır.
 Akranların ve öğretmenlerin çocukla daha kolay ve etkili iletişime girmesi
ile çocuk sosyal kuralları, konuşmada kullanılan kuralları, farklı durumlara
uygun tepki vermeyi, kişilerle yakın ilişkiler kurmayı öğrenebilir.
 İşitme yetersizliği olan çocuklar ihtiyaçlarını sözlü olarak ifade etmeden
yetersiz kalırlar.
 Çocuğun ailesi ve arkadaşları duygularını anlamakta zorlanabilirler. Böyle
durumlarda işitme yetersizliği olan çocuklar kendilerini kötü hissedebilirler
ve kendilerine olan güvenleri zedelenebilir.
 İleri ve çok ileri derecede işitme yetersizliği olan çocuklar diğer çocuklardan
ayrı bir eğitim sürecinde ise okulda yalnızlık, arkadaşsızlık ve
mutsuzluk gibi duygular yaşarlar.
 Çocuğun konuşulanları anlamada yaşadığı güçlükler aile ve sınıf ortamında
uyumsuzluk yaratabilir.
 İşitme yetersizliği olan çocuklar normal işiten yakınları ile yakınlık kurma
ve sosyal kaynaşma için yeterli değildir.
 İşitme yetersizliği olan çocuk sosyal iletişim ve etkileşim yeteneklerinden
yoksun oldukları için konuşmayı başlatma, devam ettirme, paylaşma ve
birlikte oyun oynama gibi becerileri geliştirememektedir.
 Sosyal uyumun temel bileşenlerinden biri olan sosyal davranışların geli-
şimi de işitme kaybından olumsuz yönde etkilenir. Bu olumsuzluk klinik
boyutta, davranış problemleri olarak adlandırılır. İşitme yetersizliği olan
bireylerde normal işiten bireylere göre daha sık davranış problemlerine
rastlanmaktadır.
 İletişim eksikliği nedeniyle işitme yetersizliği olan bireylerin kendilerini
zaman içinde toplumdan izole etmesine sebep olur. Bu izolasyon, bireyin
yalnız, utangaç ve içe kapanık olmasına yol açar.